Bir Yıldız Doğuyor| A Stars Is Born



Bir Yıldız Doğuyor| A Stars Is Born

2018 yılında yayınlanmış olan ve romantik filmler kategorisinde yer alan, Bir Yıldız Doğuyor filminin boş rollerinde, Bradkey Cooper ve Lady Gaga yer alıyor. Tam 4 Oscar ödülü bulunan ünlü aktör Bradley Cooper ve ünlü müzisyen Lady Gaga sayesinde filmin ünü de bir anlamda artmaktadır.
Bir yıldız doğuyor film afişi
Filmin Konusu
Filmde yıldızı sönen bir müzisyen olan Jackson, eski günlerini mumla aramaktadır. Bu sırada Ally isimli bir gence aşık olur. Ally aynı zamanda müziği yeteneği olan ancak keşfedilmeyi bekleyen bir yıldız adayıdır. Yabancı film önerileri arasında sıkı yer tutacağa benzeyen filmin devamında, Jackson Ally’nin büyüleyici sahne performansının gölgesinde kalır. Bu durumun meydana getirdiği ruhsal çöküntü ve buhran nedeniyle, Jackson bir yandan sönen yıldızına yanarken, diğer taraftan sevdiği adamın önlenemez yükselişi karşısında bir çöküntü ve iç karışıklığı yaşayacaktır.
Film eleştirmenlerinde tam not alan film, geniş ve etkili kadrosu ile sağlam senaryosu sayesinde dikkat çekiyor. Müzikal ve romantik dram tarzında işlenen konu içerisinde kimi zaman yoğun melankoli dikkat çekiyor.
Film Hakkında Diğer Detaylar
Bradley Copper’ın ilk yönetmenlik deneyimi olan film, sanılanın aksine yabancı komedi filmi olmaktan ziyade, dram ve romantik temalarını güçlü bir biçimde yansıtıyor. Filme şu anda verilen değerlendirme puanları ise, on üzerinden yedi ile fena sayılamayacak bir puandır.

Bir Yıldız Doğuyor Filminden bir sahne

19 Ekim 2018 tarihinde vizyona giren film beklenen etkiyi göstermiştir. 1937 ve 1976 yılında aynı isimlerle çekilmiş versiyonları bulunan filmin, bu serisi ise modern motiflerle izleyici beğenisine sunulmuştur. Sizde hafta sonu ne yapayım sorusuna sahip iseniz bu fili deneyebilirsiniz.
Filmin an itibariyle gösterim seansları devam etmiyor olabileceği gibi, DVD kaseti temin edilerek izlemek mümkün olabilecektir. Tüm seyircilere iyi seyirler dilenmektedir.

Labirent: Son İsyan- Maze Runner: The Death Cure

Labirent: Son İsyan
2018 yılının henüz başında gösterime girmiş olan film, yabancı bilim kurgu filmi kategorisinde dikkat çekiyor. Filmin yönetmen koltuğunda yer alan isim, Wes Ball iken, oyuncular arasında ise, Dylan O’brien, Kaya Scodelario ve Thomas Brodie bulunuyor. ABD yapımı filmin türü ise bilim kurgu ve macera olarak izleyiciye sunulmaktadır.
Laberent Son isyan- Maze Runner: The Death cure film afişi

Filmin Konusu
Bu yıl vizyona gire film, bilim kurgu filmi olarak kabul ediliyor. Nitekim doğaüstü güçler ve gerçeklik dışı kabul edilebilecek ögeye film içerisinde bolca yer verilmiştir.
Filmin konusu ise, bir grup insan dünyayı da etkisine almış olan WICKED isimli grubun eline ve bir labirentin içerisine düşer. Ardından gösterilen mücadele sonrası labirentten kurtulan ekip, WICKED ile mücadele için, Right Hand isimli grupla birlik olur. Her şey yolunda gider iken, grup içerisinde Teresa’nın arkadaşlarına yaptığı ihanet hesapların değişmesine neden olacaktır. Şimdi onları daha zorlu bir mücadele beklemektedir. Bir de gruptan Minho isimli karakterin esir düşmesi olayları bir anda çıkmaza doğru sürükleyecektir.
Filmin oyuncu kadrosu

Film Hakkında Diğer Detaylar
2017 yılında vizyona girmesi beklenen film set esnasında yaşanan aksilik nedeniyle bir yıl geç vizyona girmiştir. Film daha önce benzer konu ve başlangıç konular ile çekilen üçüncü devam filmi niteliğindedir. Bu seri için en popüler yabancı filmler arasında olduğunu söyleyebiliriz.
Film seyirciler tarafından yapılan puanlandırmaya göre kabul edilebilecek seviye olan 6 notunu almıştır. Tabi türü itibariyle de filme düşük puan veren seyirci sayısının bir hayli fazla olabileceği de değerlendirilmeli ve film bu yönüyle kabul edilmelidir. Filmin basın eleştirmenleri tarafından verilen puanı ise on üzerinde 6,4’tür. Bu da kabul edilebilir bir puandır. Filmi izlemeyi düşünüp karasız kalıyorsanız bir şans verin derim.

Dc comics bu sefer başardı. Aquaman gişeleri kıra kıra geliyor

Aquaman
Çinde gişe rekorları kıran tanıtımı yapılan yabancı film ABD ve İngiltere ortak yapımı olan Aquaman isimli macera ve aksiyon filmidir.14 Aralık 2018 tarihinde vizyona girecek olan filmin, yabancı film tavsiyesi arayanlar için en popüler yabancı filmler arasına girebileceği düşünülüyor. Birleşik Krallık yapımı olan filmin yönetmen koltuğunda, adını Testere film serisi ile duyurmuş James Wan yer alıyor Oyuncu kadrosu oldukça göz alıcı ve yetenekli kişilerden oluşuyor. Oyuncu kadrosundan bazı isimler şu şekilde; Jason Momoa, Amber Heard ve Willem Dafoe , Nicole Kidman... Filmin türü, Fantastik, aksiyon ve macera kategorilerinde yer alıyor
Aquaman Rolünü canlandıran oyuncu Jason Mamoa

Filmin konusuna gelecek olursak
 Filmin konusu ise, Arthur Curry isimli başrol karakterinin, okyanus altına inşa edilmiş kent olan Atlantis krallığının başına geçme mücadelesidir. Filmde Arthur’un kardeşi olan Orm ile mücadelesi konu alınıyor. Orm’un öz kardeşi olmaması ve sinsi planları karşısında, tahtın varisi olan Arthur’un ve onu destekleyen halk ile yakınlarının mücadelesi hiç de kolay olacağa benzemiyor.
Filmde yetenekli oyuncu kadrosu ve geniş bir ekip görev alırken zorlu sahnelerin büyük bir ustalıkla çekilmiş olması ise göz kamaştırıcı bir unsur olarak dikkat çekiyor. Filmin gelecek hafta vizyona girecek olması, izleyiciler için iyi bir alternatif olarak dikkat çekiyor.

Film Hakkında Yer Alan Diğer Bilgiler
160 milyon dolar olan bütçesi ile bir hayli iddialı bir yapım olan Aquaman filmi, büyük merak uyandırıyor. Filmin ilk gösterimi orjinal dilinde ve Türkçe altyazı seçeneği ile sunuluyor. Yabancı filmler meraklısı olan seyirciler için önemli bir fırsat niteliğinde olan filmi size en yakın sinemada büyük bir macera ve gerilimin usta görüntü kalitesinde sunulmasına yakından şahitlik edebilirsiniz.
Film henüz gösterime girmediği için, seyirci ve basın yorum ile eleştirisi ile beraber herhangi bir puanlama da yapılmamıştır. Filmi izlemek isteği olan seyirciler için fragmanı ve konusu büyük bir merak uyandırıyor. Bence kaçırılmaması gereken bir film. Dc comics uzun bir aradan sonra film işini ilk kez hakkını vererek yaptı diyebiliriz. Ee ne diyelim 14 Aralığı heyecanla bekliyoruz.

Köpek Adası


Köpek Adası

Sinema perdesine pastel tonlar ve simetrik takıntısıyla özgün bir dünya kazandıran Wes Anderson, ikinci stop motion filmi Köpek Adası ile seyircisine müthiş bir sistem eleştirisi anlatıyor.
Öncelikle Wes Anderson benim için çok özel bir yönetmen. Teknik anlamda oluşturduğu dünyalar şöyle dursun, hikaye anlatıcılığında üst seviyeye ulaşmış bir usta. Yükselen Ay Işığı Krallığı, Büyük Budapeşte Oteli ve Küs Kardeşler Limited Şirketi, seyircisiyle özgün bir bağ kurabilen filmler olmuştur. Bunun dışında ilk olarak Ronald Dalh’ın ‘’Yaman Tilki’’ çocuk masalını sinemaya kukla – stop motion anlatımıyla aktaran Teksaslı yönetmen, ikinci filminde kendi rüştünü ispat ediyor adeta.
Köpek Adası Film Afişi
Filmden Neler Beklemeliyiz?
Öncelikle Köpek Adası, her kesime hitap edebilen bir animasyon. Ayrıca sene içerisindeki yabancı filmler arasından da sıyrılarak özel bir anlatı kazandırıyor seyircisine. Animasyon filmleri seven ve çocuksu anlatılardan çok daha yetişkin sekanslar izlemek isteyenler ise bulunmaz bir nimet, başarılı aktarılan bir görsel şölen.

Her sahnesinde emek ve azim kavramlarını hissettiğimiz filmin konusu ise bir şehirdeki tüm köpeklerin bir an toplanarak devasa bir çöp alanına sürülmesine odaklanmakta. 12 yaşındaki bir çocuk gözünden ve köpeklerin içerisinde bulundukları konumlar üzerinden anlatılan hikaye, her sahnesinde daha gerçekçi ve yönetmenin hicivsel anlatısını tamamlayabilen bir konumda.
Film içinden bir sahne

Seslendirme Kadrosuna Dikkat!
Isle of Dogs yani Köpek Adası, seslendirme kadrosuyla da dikkat çekiyor. Türkçe dublaj yerine altyazıyla izlenirse çok daha tatmin edici olacağına inandığım filmin baş karakterlerinden birisi Breaking Bad’deki Walter White karakteriyle yakaladığı üstün performansla dikkat çeken Bryan Cranston’un sesiyle hayat buluyor. Bunun dışında başarılı oyuncular Edward Northon ve Scarlett Johansson da filmde önemli karakterleri seslendiriyor.
Uzun lafın kısası; Köpek Adası mutlaka film arşivinizde yer verilmesi gereken bir yapım, Anderson sinemasında önemli bir yapı taşı. Mutlaka izleyin ve izlettirin.

Venom: Zehirli Öfke


Venom: Zehirli Öfke

Venom Film afişi
 Marvel Sinematik Evreni’nin Disney – Marvel Stüdyo   ortaklığında ilerleyen filmlerinde şu zamana dek 20’ye  yakın maceraya tanıklık ettik. Çizgi roman  sayfalarından çıkıp ete kemiğe bürünen süper  kahramanlar tarafından oluşan bu fantastik evren, pek çok kesimin takdirini fazla fazla kazandı.
 Ancak, bu iki stüdyo ortaklığından önce X – Men   serisiyle başlayıp Örümcek Adam, Deadpool gibi telif   haklarını elinde bulundurduğu kahramanlara yabancı  film uyarlamaları çeken Sony, geçtiğimiz yıl Spider  Man’in baş düşmanlarından Venom’u perdeye taşımak için kolları sıvamıştı.
Venom'un başrol oyuncusu Tom Hardy
Açık konuşmak gerekirse Marvel evreninin en etkin   süper kahramanı olan Spider Man’den bir spin-off  çıkarma fikri oldukça cazip gözüktü. Keza, geçtiğimiz  günlerde hayata veda eden Marvel’ın babası Stan Lee,  seneler önce bir okurunun yarattığı Venom   karakterinin oldukça komik bir ücretle telifini satın  almış ve ortaya da Spider Man kadar sempati duyulan  bir anti-süper kahraman çıkarmıştı. Hal böyle olunca  da sinemada sonunda yer bulan Venom: Zehirli öfke,  yabancı filmler piyasasında son zamanlarda oldukça rağbet gören bir işe dönüştü.


Başrolünde son 10 senenin en etkin ve alkış alan oyuncularından birisi olan Tom Hardy’i yerleştiren filmin yönetmenlik koltuğunda ise Ruben Fleischer oturuyor.  Filmin diğer oyuncu kadrosunu ise şu zamana dek iki Oscar Adaylığı bulunduran deneyimli aktör Woody Harrelson, dört adaylıklı Michelle Williams ve Altın Küre adaylığı olan Riz Ahmed oluşturuyor.

Hırslı bir muhabir olan Eddie’nin Venom adlı bir simbiyoz uzaylı organizması yetirişten bir firmanın son kurbanı olmasını anlatan Venom Zehirli Öfke, çizgi roman serisinde kahramana hayran olanları ikiye ayırmış olsa da, izlemek isteyenlere farklı bir Marvel deneyimi sunuyor ve karanlığıyla kendisini diğer çizgi roman yapımlarının arasından sıyırarak Batman evrenine daha yakın bir konumda tutuyor.  Bu noktada da vizyondaki filmler arasında Venom’u izlenilmesi gerekenler listesinde tutabiliriz.

Suyun Sesi ( The Shape of Water)


Suyun Sesi ( The Shape of Water)

Guillermo del Toro, sinema perdesinde ‘’fantastik kadercilik’’ kavramını kazandıran ender yönetmenlerden. Pan’ın Labirenti ile en iyi yabancı film Oscar’ı ödülü başta olmak üzere birçok film festivalinin altını üstüne getiren Meksikalı yönetmen, Hellboy ve Blade serileriyle de daha fantastik işler gerçekleştirmeye de devam ediyor. Bir süre Netflix’e Trol Avcıları animasyon dizisini çeken Del Toro, geçen yıl Oscar’da ‘’ En İyi Yönetmen’’ ve ‘’En İyi Film’’ heykelciğine ulaştığı son yapımı Suyun Sesi ile adından bir hayli söz ettirmeyi başardı. Yönetmenin filmini anlamlı kılan en önemli etmen ise, tıpkı Pan’ın Labirenti’nde olduğu gibi fantastik metaforları gerçek ve acımasız bir dünya içerisinde yansıtmayı başarması olmuş.

Bana göre Suyun Sesi hem romantik filmler hem de yabancı fantastik filmler kategorisinde izlenebilirliği olan bir yapım. Soğuk Savaş Amerika’sında yalnız yaşayan Elisa adındaki bir kadının, çalışmış olduğu yüksek güvenlikli bir devlet labaratuvarında fark ettiği bir deneyi evine kaçırmasıyla şekil alan film, sinemasal anlamda izleyiciye doygunluk hissiyatı katmayı fazla fazla başarıyor. Tabii burada Del Toro’nun kurmuş olduğu dünya ve atmosferi fazla fazla ortaya çıkartan sanat yönetimi de hikayenin güçlü kalmasını destekleyen unsurlardan.
Filmin oyuncu kadrosu ise göz dolduruyor. Elisa rolünde bir başkasının düşünülmesinin önüne geçen Sally Hawkins, tamamen işaret diline dayalı gerçekleştirdiği performansla alkışı hak ediyor. Bunun yanı sıra Micheal Shannon ile Richard Jenkins’in etkin oyuncukları da ortaya çıkartılan dünyayı bir hayli başarılı kılmış.


Tüm bu aşamaların tamamı göz önünde bulundurulduğunda ise yabancı film izle düşüncesinde olanlar açısından Suyun Sesi’ni önermek güzel olur diye düşünüyorum. Üstelik dişiz bir kadın ile gizemli bir deniz canavarının aşkını izlemek, pek çok kesim açısından ilginç bir deneyime dönüşecektir.

Bohemian Rhapsody


Bohemian Rhapsody

Freddie Mercury
Freddie Mercury ismi, belki de Dünya’nın en evrensel ve simgesel müzik efsanelerinden birisi…
Queen grubunun baş solisti olan ve 90’lı yıllarda hayata erken bir şekilde gözlerini yuman bu müzik ikonu, geçmiş ile günümüzde harika parçalarla köprü kurmaya ve ölümsüz olmaya devam ediyor.
Sinema dünyasında ise seneler boyunca Mercury ve Queen grubuna dair bir filmin çekileceği dedikoduları dönmekteydi. Yabancı filmler kategorisinde önemli bir biyografik detay olarak kabul edilen , Bohemian Rhapsody milyonlarca Queen ve Mercury hayranının içine adeta su serpti.
Geçtiğimiz ay vizyon bulan ve anı anına IMBD 8 puan üstü filmler listesine giriş yapan film, merkezine Freddy Mercury’i yerleştirerek Queen grubunun yakalamış olduğu ivmelere özel müzik sekanslarıyla tanıklık ettiriyor.
Freddie Mercury'i canlandıracak oyuncu Rami Malek(Solda)
Aslına bakacak olursak filmin yaratım süreci uzunca bir süre yılan hikayesine dönüştü. Mercury rolü Rami Malek’ten önce Sacha Baron Cohen’in üstleneceği haberi duyulsa da, usta komedyen senaryonun ortasında Mercury’nin öldürülüyor olması ve değişimler olmasına rağmen içine sinmemesinden dolayı projeden çekilmek zorunda kaldı. Bunun dışında yönetmenlik koltuğuna oturan Byran Singer’in de çekimlerin bitimine 16 gün kala kovulması da filmin iyi olup olmayacağına dair soru işaretleri oluşturmuştu. Ancak Olağan Şüpheliler ile Hollywood piyasasında etkin bir konum elde eden Singer, yine de filmin genel düzenini dengede tutmayı başarıyor.
Freddie Mercury rolündeki  oyuncu
Rami Malek
Sonuç olarak harika müzik sekansları, Rami Malek’in olağanüstü performansı ve nostaljik unsurları fazlaca içerisinde bulunduran müthiş sahneleri sayesinde Bohemian Rhapsody olabildiğince etkin, olabildiğince verim alabileceğiniz bir biyografik deneme. Sene içerisinde en iyi yabancı film çeşitleri arasında yer alabilecek özgün bir iş. Mercury ruhunu bir de sinemasal anlatıyla yaşamak isteyenlerin ise kesinlikle kaçırmaması gereken bir eser…